Türk süsleme sanatlarının önemli bir dalı olan ebrunun kesin olarak hangi tarihte ve nerede başladığı bilinmemektedir. Başlangıcından günümüze kadar kağıt ve kitap süsleme sanatı olmasının yanı sıra cam, seramik, ahşap, kumaş hatta filmlerde ilginç görüntüler elde etmek amacıyla fon olarak kullanılmıştır. Bunun en bilinen örneği Uzay Yolu A Space Odyssey (2001) dir.
Ebrulu desenler antik çağlardan beri beğeni görmektedir. Mısır’da bulunan M.Ö. 1365 tarihli cam şişelerde taraklı ve gel git ebrularını andıran desenlere rastlanmıştır. Çin’de Sung Hanedanlığı zamanından kalma bazı çömleklerde battal ebruların benzeri görüntülere rastlanmaktadır.
Aynı yıllarda 10. - 12.yy Japonya’da Sumi ressamlarının, fırçalarını temizlemek için batırdıkları suyun yüzeyinde biriken boyaların başka bir kağıda alınarak bulunduğu tahmin edilen “Suminagashai” (Okunuşu:Suminagaşi) tekniği vardı. Metod olarak ebrulama yöntemine çok benzer bu sanat günümüzde de halen yaşatılmaktadır.
Ebrunun uzak doğudaki bu ilk örnekleri ile daha sonra Türkler, İranlılar ve giderek batılılar tarafından geliştirilen biçimlerinin arasında bir ilişki olup olmadığı bilinmiyor. Ancak bu gün bilinen modern ebrunun 13.yy da Türkistan’da, Semerkant’ta ve 14.yy da İran’ın doğusundaki Herat yöresinde yapıldığına ilişkin bazı raporlar bulunmaktadır. Ebru da aynen kağıt gibi ipek yolunu kullanarak doğudan batıya yayılmıştır.(Baruçugil,2001,s.34)
Uzak doğuda yapılan basit formlarından daha özenli, bu gün bütün dünyada kullanıldığını bildiğimiz daha sofistike ortamlara doğru bir evrim geçirmiştir. Hatta günümüz soyut sanat akımlarının içinde bile yer almıştır
Belgelenen en eski ebru örneği 16. yüzyıla aittir. Kağıdın süslenmesinde, kıt'a ve levhaların iç ve dış pervazlarında, yazma ciltlerinde yan kağıdı olarak sıkça kullanılmıştır. (Derman، M.Uğur Osmanlı Ansiklopedisi. C.11,s.189)
Günümüze ulaşan eski ebru eserlerini, kütüphanelerdeki kitap ciltlerinde, hat yazılarının çerçevelerinde, üzerine hat yazılmış olarak veya resmi belgelerin zemininde görebiliyoruz. Üzerinde değişiklik yapılamayacağı için, hafif ebru yapılmış kâğıtlar, Osmanlı İmparatorluğunun resmi belgelerinde ve yazışmalarında kullanılmıştır.
Tarihi belirlenebilen en eski eser , her sayfasında ebru bulunan, şair Arifi'ye ait Guy-i Çevgan isimli, 1539-1540 tarihli kitaptır . Ebru konusunda yazılmış, günümüze kadar gelebilen en eski kitap ise 1608 tarihli "Tertibi Risale-i Ebri" dir. Bu kitapta söz edilen malzeme ve teknikleri, geleneksel yöntemle çalışan ebru ustalarımızın kullanması ve halen kullanılıyor olması, ebru sanatının Türk Kağıdı olarak yaşamasının temelidir.(Barut,2008,s.69)
Fotoğraf 1: Guy-ı çevgan
Ebru sanatçıları arasında ise bu sanatın ilk kez Buhara da ortaya çıktığı konusunda yaygın bir görüş vardır.
Alman araştırmacıların belirttiğine göre 17.yy başlarında Almanya’ya gönderilen ebrularla bu sanat Avrupa’da tanınmış, tekniği öğrenilmiş ve kısa sürede yayılmıştır. Ancak Avrupalı sanatçıların ürünleri, Türk sanatçıların düzeyine çıkamamıştır. 1635-1640 yılları arasında Fransa da yapılan ebrular daha çok battal, taraklı olarak tanınan ürünlerdir. 1646 da ise Roma’da ebru tekniği konusunda bir yayın yapılmıştır.(Sözen,1998,s.142)
Selçuklular ve Osmanlılar döneminde birçok ebruzen yetişmiştir. Bu ustaların yapıtları; zengin evlerinin duvarlarını süslemiş, veya bir sultandan, paşadan diğerine hediye olarak gönderilmiştir. Zamanla ebruzenlerin yaptığı bu çok güzel pastel ve açık renkli desenli kağıtlar devlet belgelerinde ve resmi yazışmalarda zemin olarak kullanılmaya başlanmıştır. Buradaki başlıca amaç estetik değerlerin yanı sıra tahrifat girişimini engellemeyi amaçlamaktadır ki bu gün çek, senet ve kağıt paralar üzerindeki karmaşık desenlerin mantığına dayanmaktadır. Yaygın olarak kullanılan aherli kâğıt (Hattatların yazının kolay yazılması ve kolay tükürükle silinebilmesi için kağıt üzerine nişastalı yumurta akı sürme işlemidir. Eskilerin mürekkep yalamak tabiri buradan gelmektedir.) sahtekârlığa uygun olduğu gerekçesiyle Osmanlı kanunlarına göre yasaklanmıştı. Ebrulu kâğıtta ise üzerinde daha sonra yapılacak herhangi bir değişiklikle fondaki ebru deseni bozulacağı için böyle kağıtlar tedbirli oluyordu.(Barutçugil,2001,s.35)